Haydarpaşa Garı’ndan suya inen bir otomobil, henüz Boğaz Köprüleri inşa edilmemişken kıtadan kıtaya geçmiş oldu. Hem de yüzerek. Muhammed Musallam adındaki Kuveytli gezgin, Amphicar 770 marka aracıyla boğaz sularında yüzerek karşıya geçti. Avrupa turu yapmakta olan Musallam, o dönemde Boğaz köprüleri olsaydı yüksek ihtimalle onu tercih ederdi ama zorunlu olarak deniz yolunu tercih etmesi adının tarihe yazdırılmasına neden oldu.
Hem karada hem de denizde gidebilen amfibi araçlardan biri olan Amphicar, Rumeli Hisarı ve Haliç Köprüsü ile birlikte poz vermeyi de ihmal etmemiş. Günümüzde bile gerçeklemşesi çok zor görünenen bir olayın 1964 yılında gerçekleşmesi gerçekten çok ilginç bir durum. Bu olay akıllara şu soruyu da getiriyor. 1964’te otomobille yüzerek geçiliyorsa neden şimdi köprü trafiğinde saatlerimizi harcıyoruz?
58 yıl sonra daha yeni gündeme düşen yeni bir gelişme oldu. Türkiye’nin Güney Kore ile suda gidebilen otobüsler için bir ön anlaşma imzaladı. Sanırım birkaç yıl sonra Muhammed Musallam’ın 58 yıl önce yaptığını milyonlarca İstanbullu işlerine, okullarına giderken hergün yapabilecek.