Grönland fosilleri yükselen denizlerin daha büyük bir tehlikesini ortaya çıkarıyor

Grönland fosilleri, iklim değişikliğinin deniz seviyesinde daha büyük bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor!

Geçtiğimiz hafta, Amerikalı bilim insanları tropikal buzulların son buzul çağından beri bilinen en küçük boyutlarına küçüldüğünü keşfetti. Tropikler, Holosen döneminde daha önce görülen sınırların ötesine ısındı.

Başka bir çalışma da, Grönland’ın buz tabakasının çekirdeğinin altındaki tortulardan elde edilen fosilleri analiz etti ve geçmişte toprağın “bozulmamış durumda” söğüt ağacı, böcek parçaları, mantar ve haşhaş tohumundan oluştuğunu keşfetti.

Bilim insanlarına göre bu, yakın jeolojik geçmişte, muhtemelen son bir milyon yıl içinde, Grönland’ın sadece kenarlarındaki değil, merkezindeki buzların eridiğine dair ilk doğrudan kanıt.

İlginizi Çekebilir: And Dağları’ndaki buzullar, Buzul Çağı’ndan bu yana en küçük boyutlarına ulaştı

Grönland birkaç milyon yıl önce daha yeşildi

Grönland birkaç milyon yıl önce daha yeşildi ve bu da, gezegeni etkileyen iklim değişikliğinin büyük bir sonucuna işaret ediyordu.

Bilim insanlarının yaptığı bir açıklamaya göre, araştırma Grönland’ın buzunun eridiğini ve adanın muhtemelen son bir milyon yıl içinde gerçekleşen önceki bir sıcak dönemde “yeşillendiğini” doğruladı.

Çalışma, Grönland buz tabakasının daha önce tahmin edilenden daha kırılgan olduğunu kanıtladı. Çalışmayı yürütmek için uzmanlar, 1993 yılında Grönland’ın buz çekirdeğinden çıkarılan tortuları yeniden inceledi.

Fosiller, Kuzey Amerika adasının bozulmamış bitki ve böcek kalıntılarıyla daha yeşil bir tundra manzarasına maruz kaldığını keşfetmelerine yol açtı.

Vermont Üniversitesi’nden bilim insanı ve çalışmanın eş başkanı Paul Bierman, “Bu fosiller güzel ama evet, kötüden daha kötüye gidiyoruz” ifadelerinde bulundu.

Grönland buz tabakası için belirtelim. Merkezden eridi. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak, Grönland buz tabakasının son milyon yılda çekirdekte eridiği görülüyor.

Bu keşif, bilim insanlarının Grönland’ın çekirdeğindeki buz eridiyse, muhtemelen adanın tamamında da eridiğini fark etmelerini sağladı.

“Ve muhtemelen binlerce yıl boyunca,” diye ekledi Bierman. Bu, toprak oluşumu ve bir ekosistemin kök salması için yeterli zaman sağladı.

Ek olarak, profesyoneller artık Grönland buzunun kırılgan olduğuna ve çekirdek buz tabakasının, geçmişte daha sıcak dönemlerde erimesine benzer şekilde, devam eden ısınma eğilimleri nedeniyle gelecekte erimeye yatkın olduğuna inanıyor.

Penn State’te iklim bilimcisi olan Richard Alley ise şu ifadelerde bulundu: “Bu yeni çalışma, deniz seviyesindeki artışın çoğunun, ısınma nedenlerinin özellikle aşırı olmadığı bir zamanda meydana geldiğini doğruluyor ve genişletiyor. İklimi ısıtmaya devam edersek ne gibi hasarlara yol açabileceğimize dair bir uyarı sağladı.”

Grönland’ın buz tabakası önemli ölçüde erirse, küresel deniz seviyelerinde dramatik bir artışa yol açabilir

Grönland’ın buz tabakası önemli ölçüde erirse, küresel deniz seviyelerinde dramatik bir artışa yol açabilir ve dünya çapındaki kıyı şehirleri için de bir tehdit oluşturabilir.

Deniz seviyelerinin her on yılda bir inçten fazla yükselerek önemli ölçüde yükseldiği zaten gözlemlendi.

“Daha da hızlı oluyor,” diyor Bierman. Uzmanlar, deniz seviyelerinin bu yüzyılın sonuna kadar birkaç fit daha yükselmesinin beklendiğine inanıyor.

Fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan sera gazı emisyonları, şimdi ele alınmazsa iklim değişikliğinin sonuçlarının daha hızlı gelmesine neden olabilir.

Buna buz erimesi ve ardından kıyı bölgelerinde su baskınlarına ve yaşamın bozulmasına yol açacak deniz seviyesinin yükselmesi dahil.

Bierman, Grönland’ın buzlarının önümüzdeki yüzyıllarda veya birkaç bin yıl içinde neredeyse tamamen erimesinin, deniz seviyesinin yaklaşık 23 fit yükselmesine yol açacağını da belirtti.

‘‘Boston, New York, Miami, Mumbai’ye bakın veya dünyanın dört bir yanındaki kıyı şehirlerinizi seçin ve deniz seviyesinin yirmi artı fitini ekleyin,” diye de uyardı. ”Su altında kalıyor. Bir sahil evi satın almayın.”

Çalışma için ekleyelim. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlandı.