Antik memelileri incelemek, bilim insanlarının yaşamın milyonlarca yıl boyunca nasıl evrimleştiğini ve adapte olduğunu anlamalarına yardımcı oluyor.
Fosil keşifleri, soyu tükenmiş türler hakkında değerli bilgiler sağlıyor ve davranışlarını, ortamlarını ve modern hayvanlarla ilişkilerini ortaya çıkarıyor.
Bu tür gizemlerden biri, yaklaşık 62 milyon yıl önce Batı Kuzey Amerika’da yaşamış olan, Erken Paleosen’den küçük bir memeli olan Mixodectes pungens’i çevreliyordu.
140 yıldan uzun süredir bilim insanları bu konu hakkında çok az şey biliyor.
Mixodectes’e ait şimdiye kadar bulunmuş en eksiksiz iskeletin analiz edildiği yakın tarihli bir çalışma için belirtelim ki, nihayet bu türün boyutu, yaşam tarzı, diyeti ve evrimsel ilişkileri hakkında önemli bilgiler sağladı.
İlginizi Çekebilir: Mamut benzeri kürklere sahip yünlü fare üretildi!
İçindekiler
Benzersiz bir diyete sahip ağaçta yaşayan bir memeli
Çalışmaya göre, Mixodectes esas olarak yaprak yiyen bir ağaçta yaşayan memeliydi.
Yaklaşık 3 pound (1,3 kg) ağırlığındaydı ve ağaç gövdelerine ve dallarına tutunabileceğini düşündüren uzuv ve pençe yapılarına sahipti.
Hayvanın azı dişleri, sert bitki materyallerini parçalamaya yardımcı olan çıkıntılara sahipti ve bu da yaprak temelli diyetini doğruluyordu.
Çalışmanın baş yazarı ve New York Şehir Üniversitesi, Brooklyn Koleji’nde antropoloji doçenti olan Stephen Chester, “Bu fosil iskelet, plasentalı memelilerin dinozorların neslinin tükenmesinden sonra ekolojik olarak nasıl çeşitlendiğine dair yeni kanıtlar sunuyor” dedi.

İnsanların yakın akrabası mı?
Yale antropoloğu Eric Sargis’in ortak yazarlığını yaptığı çalışma, Mixodectes’in primatlar ve kolugolarla (Güneydoğu Asya’dan uçan lemurlar olarak da bilinir) yakın akraba olduğunu ortaya koyuyor.
Hem primatlar hem de kolugolar Euarchonta adlı bir memeli grubuna ait. Bu bağlantı, Mixodectes’in insanların uzak ama nispeten yakın bir evrimsel kuzeni olduğu anlamına geliyor.
Sargis, “Bu kalite ve bütünlüğe sahip 62 milyon yıllık bir iskelet, evrimsel ilişkilerinin çok daha net bir resmini de içeren mixodectidler hakkında yeni içgörüler sunuyor,” dedi.
“Bulgularımız, onların primatlar ve kolugoların yakın akrabaları olduğunu gösteriyor, bu da onları insanların oldukça yakın akrabaları yapıyor.”
Paleosen’de özel bir ekolojik niş
Mixodectes, erken Paleosen döneminde Kuzey Amerika’da büyük bir ağaçta yaşayan memeli olarak kabul ediliyordu.
İskeletinin yanında, erken primat akrabalarından biri olan Torrejonia wilsoni de bulundu.
Ancak Torrejonia daha küçüktü ve öncelikli olarak meyve yerken, Mixodectes yapraklarla besleniyordu. Bu farklılıklar, mixodectidlerin o dönemde diğer ağaç memelilerinden ayrı, belirgin bir ekolojik niş işgal ettiğini gösteriyor.

Bilim insanları, evrim ağacındaki yerini daha da belirlemek için iki filogenetik analiz gerçekleştirdi.
Biri mixodectidlerin arkaik primatlar olduğunu öne sürerken, diğeri bunu yapmadı. Ancak her ikisi de mixodectidlerin primatomorphanlar olduğunu doğruladı. Bu primatlar ve kolugoları içeren ancak ağaç sivrisineklerini içermeyen Euarchonta alt grubudur.
Sargis, “Çalışma, mixodectidlerin evrim ağacında nereye ait olduğu konusundaki tartışmayı tamamen çözmese de, onu önemli ölçüde daraltıyor” diye ekledi.
Scientific Reports’ta yayınlanan bu çığır açıcı çalışma için belirtelim ki, bilim insanlarını dinozorların yok oluşundan sonra gelişen memelilerin çeşitliliğini anlamaya bir adım daha yaklaştırıyor.
Bu olağanüstü fosili analiz ederek, araştırmacılar artık erken memelilerin çevrelerine nasıl uyum sağladıkları ve bugün gördüğümüz çeşitli türlere nasıl evrimleştikleri konusunda daha net bir resme sahipler.