Günümüz teknolojisinin vazgeçilmezleri arasında yer alan dokunmatik yüzeyler telefon dahil birçok elektronik cihazda kullanılmaktadır. Şimdilerde herkesin kullandığı dokunmatik ekranların ilk gelişim süreci 1940’lı yıllara dayanmaktadır. Bu tarihlerde özel olarak laboratuvarlarda örnekleri geliştirilen teknoloji 20.yüzyıl sonlarına doğru da piyasanın beğenisine sunulmuştur. 21. Yüzyıl teknolojisine bakıldığında dokunmatik ekran panellerini 3 ayrı grupta görmek mümkündür.
- Rezistif dokunmatik panel
- Kapasitif dokunmatik panel
- Kızılötesi dokunmatik panel
İçindekiler
Rezistif Dokunmatik Panel Çalışma Prensibi
Rezistif dokunmatik sistemine göre iletken direnci ile boyunun uzunluğu orantılı değişme göstermektedir. Çalışmasını gerçekleştiren mantık bu şekilde açıklanmaktadır. Telefonun dokunma komutunu algılaması için; telefon yüzeyindeki tabakalar arasında bulunan hava sayesinde temas etmeleri önlenen katmanlardan en üstteki iletken yüzey ile altta bulunan dirençli kaplamanın birbirleri ile temas kurmaları gerekmektedir. Bu sayede hızla dokunma talebi algılanarak işlem gerçekleştirilmektedir.
Telefonlarda tüm yüzeyler dahil olmak üzere 6 tabaka bulunmaktadır. Çalışma prensibi ise; parmak ucu ile ekrana dokunulduğu anda iki yüzey dokunulan noktada bir araya gelerek akımın değişmesini sağlamaktadır. Bu hamle ile nereye dokunulduğu fark edilmektedir. Bu bilgi de kontrollü bir biçimde işlenerek ekrana sonucu yansıtmaktadır. Açıkça belirtmek gerekirse, yüzeyin x ve y koordinatlarından oluştuğu düşünüldüğünde dokunmanın gerçekleştiği yüzeyden 5 voltluk bir gerilim geçerken yüzeye yapılan x uzaklıktaki dokunma hareketi ile y değerinde değişiklik meydana gelmektedir. Bu işlemlerin tamamı da açılacak yeni koordinatı belirlemektedir. Tüm işlemler oldukça kısa süre içerisinde gerçekleşmektedir. Rezistif dokunmatik paneller su ve toz gibi dış etkenlere karşı oldukça dayanıklıdır. Hassas çalışma sisteminin dışında daha fazla kuvvet uygulanarak çalıştırılması gereken bir mekanizmaya sahiptir.
Kapasitif Dokunmatik Panel Çalışma Prensibi
Kapasitifsistem çalışma prensibine bakıldığında ekrana 4 farklı yerden gerilim uygulandığı görülmektedir. Uygulanan bu gerilimlerin hepsi ekran yüzeyinde elektrostatik alan oluşturmaktadır. Ekrana dokunulduğunda yani farklı bir basınç uygulandığında bu elektrostatik alandaki değişimi anlayan bir osilatör bulunmaktadır. Algılama mercii olan osilatörlerden toplanan tüm veriler işlemleri birbirlerine iletmektedir. Bu yüzeyden de koordinat verisine dönüştürülerek sisteme aktarılması sağlanmaktadır. Kapasitif dokunmatik sistemleri; 21. Yüzyıl cep telefonları, pos sistemleri ve LCD’lerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kapasitif dokunmatik paneller:
- Bu yüzeyler oldukça hassastır ve bu nedenle maksimum enerjinin harcanmasına yol açmaktadır.
- Parmakla temas sağlanması gereken bu sistem rezistif ekranlara göre daha maliyetli olmaktadır.
Kızılötesi Dokunmatik Panel Çalışma Prensibi
İncelenen 3 panel sistemi arasında en basit görünen ve çalışan kızılötesi dokunmatik panel olmaktadır. Çalışma prensibine bakıldığında; kızılötesi ışık demetlerinin ekranın diğer tarafına gönderildiği söylenebilmektedir. Ekran kenarlarındaki kızıl ötesi LED’ler ve foto algılayıcıları sürekli olarak ışık demetlerinin bütünlüğünü kontrol etmektedir. Işığın sisteme gelmesi durumunda 1 komutu gösterilirken ışığın gelmemesi durumunda da 0 konutu gösterilmektedir. Tüm eksenlerde aynı işlemler tekrarlanarak iki eksen koordinatları duyargalarla belirlenebilmektedir.
Genel olarak bakıldığında; her gün gelişen teknoloji akıllı telefonlarında çalışma mekanizmalarını değiştirmeye başlayarak daha hassas bir yapıya dönüştürmüştür. Günümüzde kullanılan ve akıllı telefon olarak adlandırılan dokunmatik telefonların çalışma prensipleri öncelerde kullanılan büyük ekranlı, tuşu olan telefonlara göre farklılık göstermektedir. Hassas ekranları olan bu mekanizmalarda fiziksel tuşlar bulunmamaktadır. Dokunmatik bir ekran ve komut alma sistemine göre çalışan bir mekanizma yer almaktadır. Hatta parmaklarla açılan ekran koruyucusu bir üst teknolojiye geçiş yaparak yerini iris tarayıcı teknolojisine bırakmıştır. Tüm bu detayları bir araya getiren, sistemi oluşturan da dokunmalı ekran teknolojisidir. Bu teknolojinin nasıl oluştuğunu bilmek kullanımı sırasında çalışma prensibi hakkında bilgi sahibi olmak bir ayrıcalıktır.