ABD Başkan Donald Trump, yaptığı bir paylaşımda, Bo Hines liderliğindeki Başkanlık Kripto Çalışma Grubu’na, Solana’yı içeren bir Kripto Stratejik Rezervi oluşturma sürecini hızlandırmaları talimatını verdi.
Trump, paylaşımında, “ABD Kripto Rezervi, Biden yönetiminin yıllardır süren yozlaşmış saldırılarının ardından bu kritik sektörü yeniden ayağa kaldıracak. ABD’nin, dünyanın kripto başkenti olduğundan emin olacağım.” ifadelerini kullandı.
Trump’ın bu açıklaması, Ocak ayında imzaladığı ve çalışma grubunun ulusal bir dijital varlık stoğunun oluşturulmasını değerlendireceği yönündeki yönetmeliğe atıfta bulunuyor.
Bu düzenleme, hükümetin kolluk kuvvetleri aracılığıyla ele geçirdiği kripto varlıkların ulusal rezerv için nasıl değerlendirilebileceğine dair kriterler belirlemeyi amaçlıyordu. Ancak bu, Trump’ın ilk kez “stok” yerine “Kripto Stratejik Rezerv” terimini kullanmasıyla dikkat çekiyor. İki kavram benzer görünse de farklı anlamlar taşıyor.
Bitcoin ve Ethereum’da yer alacak
Duyuru, Trump’ın Beyaz Saray’da düzenleyeceği ilk Kripto Zirvesi’nden sadece birkaç gün önce geldi. AI & Crypto Çarı olarak anılan David Sacks’in de katılacağı zirvede, Bo Hines’in moderatörlüğünde sektörün önde gelen kurucuları, CEO’ları ve yatırımcılarıyla kritik görüşmeler yapılacak.
New York Post’un daha önce bildirdiğine göre Trump, ABD merkezli kripto varlıklarına öncelik veren bir rezerv oluşturmayı değerlendiriyor. USDC, XRP ve SOL, ADA gibi projeler öne çıkarken, en büyük iki kripto para birimi olan Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) rezerve dahil edeceği bildirildi.
“Ve tabii ki, BTC ve ETH, diğer değerli kripto paralar rezervin kalbinde yer alacak. Ayrıca Bitcoin ve Ethereum’u da seviyorum”
Blockchain analiz platformu Arkham’a göre, ABD hükümeti şu anda en az 17 milyar dolar değerinde Bitcoin ve 120 milyon dolar değerinde Ethereum bulunduruyor. Ancak Trump yönetiminin yeni politikası, ABD menşeli dijital varlıklara daha fazla ağırlık vermeyi amaçlıyor.
Bu hamle, Trump’ın kriptoyu ABD’nin ekonomik ve teknolojik üstünlüğünün bir parçası olarak konumlandırma stratejisinin önemli bir adımı olarak değerlendiriliyor.