Neil Druckmann, The Last of Us serisinin yaratıcısı, özellikle The Last of Us Part II’nin yapım sürecine dair unutulmaz anılarını paylaştı. Craig Mazin ile birlikte The Last of Us’ın HBO dizisinin yaratıcı ekibinin de ortağı olan Druckmann, Santa Monica’daki Naughty Dog merkezine yaptığı ziyaretleri hatırlıyor.
Bu ziyaretlerde sadece dizinin 1. sezonu için değil, aynı zamanda 2. sezonu için de yoğun beyin fırtınaları yapılıyordu. O sırada, 2020’deki The Last of Us Part II oyununu zamanında tamamlamak için ekip çok çalışıyordu.
Entertainment Weekly’ye verdiği röportajda, “2. oyun hakkında konuşuyorduk ve aslında bu süreçte, 2. oyunu uyarlamak adına birçok değişiklik yaptık bazen küçük, bazen büyük ayarlamalar,” dedi Druckmann. Bu sürecin başında, hikayenin temalarını ve karakterlerin gelişimini derinlemesine tartıştıklarını belirtti. Ancak, yaratım sürecini etkileyen faktörler sadece oyunla ilgili değişikliklerle sınırlı kalmadı. Küresel COVID-19 salgını, ekibin yaşadığı zorluklardan sadece biriydi.
Bununla birlikte, oyunla ilgili sızıntılar ve zehirli tepkilerle başa çıkmak zorunda kaldılar. Bazı oyuncuların hikayeye ve karakterlere yönelik tepkileri o kadar yoğunlaştı ki, ölüm tehditlerine kadar uzandı. Druckmann, bu tepkilerin, bazı hikaye kararlarının bağlam dışı anlaşılmasından kaynaklandığını ve oyuncuların kendi yargılarını oluşturmasında etkili olduğunu belirtti.
Druckmann, Mazin ile beş yıl süren bir yolculuğun ardından, bu tür tepkilerin hala aklında olduğunu belirtti. “Bu süreçte, bazen travmatik anlar yaşadık,” dedi. “COVID’in ilk döneminde, her şey bir anda kötüye gitmişti. Ama yine de, markamızın amacı kimseyi memnun etmek değil, en iyi hikayeyi anlatmaktı. O yüzden ne olursa olsun, bu hikayeyi anlatmaya karar verdik.”
The Last of Us Part II, oyun endüstrisinin en prestijli ödülleri olan Game Awards’tan ödüller alarak dikkatleri üzerine çekti ve sadece ilk yayın hafta sonunda dört milyon kopya sattı. Şimdi, Mazin ve Druckmann, bu Nisan ayında başlayacak olan 2. sezonun galasına hazırlanırken, ilk sezonun elde ettiği başarıyı bir adım öteye taşımayı planlıyorlar.
Game of Thrones seviyesinde reytingler alan ve Emmy ödülleri kazanan Pedro Pascal ve Bella Ramsey’in başrolde olduğu 1. sezonun ardından, beklentiler çok yüksek.
Mazin, “On milyonlarca insan her hafta diziyi izledi ve bu sayılar aklımızın almadığı şeyler,” diyerek izleyicilere karşı hissettikleri sorumluluğu vurguluyor. “Onları şaşırtmalı, zorlamalı ve düşündürmeliyiz.” Druckmann ise ekliyor: “İzleyicinin korkusuna tepki vermiyoruz, sürekli olarak ‘Bu hikaye için en doğru seçim nedir?’ diye soruyoruz. Ve yaptığımız seçim bu.”

2. sezonun içerdiği olaylarla ilgili ise her şey gizemini koruyor. Druckmann ve Mazin, bu sezonda neredeyse her sahneyi cerrahi bir dikkatle seçmiş ve Abby isimli yeni bir karakteri ön plana çıkarmışlar. 2. sezon, Joel ve Ellie’nin kıyamet sonrası dünyada, beş yıl sonrasında başladıkları yolculuğu konu alacak.
Jackson, Wyoming’deki komünlerinde yeni bir hayat kuran Joel ve Ellie, günlük hayatı daha önce hiç yaşamadıkları şekilde deneyimler. Ancak, 1. sezonun finalindeki büyük olaylar sonrası aralarındaki gerginlik devam ediyor.
Abby, bu barış zamanında hikayeye dahil olur. Hakkında detaylar az olsa da, HBO basınında Abby, “Sevdiklerinden intikam almaya çalışan yetenekli bir asker” olarak tanımlanıyor. Abby, Joel’in geçmişteki eylemlerinin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak ve bu, karakterin derinlik kazanmasına olanak tanıyacak.
Abby’nin fiziksel görünümü de bir başka büyük fark yaratıyor. Oyundaki Abby, kaslı ve uzun boylu bir karakterken, dizide Kaitlyn Dever, daha genç ve farklı bir fiziksel yapıya sahip bir Abby olarak karşımıza çıkıyor. Druckmann, bu değişikliği şu şekilde açıklıyor: “Burada öncelikler farklı. Aksiyonun her an yoğun olduğu bir yapım değil, burada drama ön planda. Fakat, Kaitlyn’de oyunun ruhu var ve bu bize çok önemli geldi.”
Mazin de, Abby’nin karakterinin fiziksel savunmasızlıkla değil, ruhsal güçle şekilleneceğini belirtti. Bu, izleyicilerin karakterle daha derin bir bağ kurmasını sağlayacak bir fırsat.
Druckmann ise, The Last of Us’ın temelinde her zaman kahraman ve kötü adam arasındaki sınırın bulanık olduğu bir hikaye olduğunu vurguluyor. “Bir kahramanın eylemleri, bir diğerinin gözünde kötü olabilir,” diyor.
2.sezon, sadece bir başlangıç. Druckmann ve Mazin, oyunların hikayesini birkaç sezona yayma planlarını daha önce açıklamışlardı. HBO henüz 3. sezon için onay vermemiş olsa da, bu olasılık üzerinde görüşmeler devam ediyor. Mazin, 3. sezonun olasılığını oldukça yüksek olarak değerlendiriyor ve “Neil ve ben, bu hikayeyi anlatmaya devam edeceğiz,” diyor.
Druckmann ise, gelecekteki planlarını şu şekilde açıklıyor: “Bir planımız var, ama bu kadar bölüm ya da sezon olacağına henüz karar veremedik. Ne olursa olsun, bu hikayeyi anlatmayı sürdüreceğiz ve her detay üzerinde titizlikle çalıştık.”
Bu şekilde, izleyicilere derinlikli, etkileyici bir hikaye sunmayı amaçlıyorlar. Ve şüphesiz, tüm bu detaylar ve yeni karakterler ile sezon, izleyicileri şaşırtmaya devam edecek.