Kripto paralarda staking, kripto paraların değerini artırmanın popüler bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreç, geleneksel bankacılıkta mevduatların faiz getirisi elde etmek için kredi olarak kullanılmasına benziyor.
Daha net ifade etmek gerekirse, kripto staking, ağın güvenliğini ve işlevselliğini sağlamak amacıyla coin’lerin bir kısmının blok zincirine aktarılması. Bu katkı, coin sahiplerine yatırdıkları fonların belirli bir yüzdesi olarak ödüllendiriliyor. Staking, pasif gelir elde etmenin etkili bir yolu ve bu nedenle oldukça cazip.
Staking’in bugün bu kadar popüler olmasının ardındaki tarihi süreci anlamak, konunun derinliğini kavramak için önemli. Staking neden ortaya çıktı? Bu sorunun cevabı, PoW (iş kanıtı) ve PoS (hisse kanıtı) mekanizmalarının incelenmesini gerektiriyor.
PoW mekanizmasının zorlukları
PoW, işlemleri doğrulamak ve blok zincirine yeni bloklar eklemek için kullanılıyor. Bu doğrulayıcılara ‘madenciler’ denir ve bu madenciler, matematiksel problemleri çözmek için yarışıyorlar. İlk çözen, yeni bloğu ekliyor ve ödüllendiriliyor.
Bu mekanizma, kripto paraların popülaritesi artıp ağlar yoğunlaşana kadar etkili bir şekilde çalışıyordu. Ancak, PoW artık çok sayıda işlem (TPS) işleyemez hale geldi ve ağ bant genişliğinde kısıtlamalar yaşandı. Ayrıca, PoW son derece enerji yoğun ve yüksek hesaplama gücü gerektiren bir mekanizma. Bu durum, özellikle ağ etkinliğinin arttığı dönemlerde fark edilir hale geldi ve değişim ihtiyacını doğurdu.
PoS mekanizmasının tanıtımı
PoW mekanizmasının zorluklarına yanıt olarak PoS geliştirildi. İlk olarak 2011 yılında BitcoinTalk forumunda QuantumMechanic takma adlı kullanıcı tarafından önerilen PoS, sahip oldukları ve teminat olarak stake etmeye istekli oldukları coin sayısına göre ağ doğrulayıcılarını seçiyor.
Bu mekanizma, doğrulayıcıların görevlere zaman harcamasına gerek kalmadığı için işlem işleme hızını artırdı ve enerji tüketimini azalttı. PoS mekanizması ilk olarak 2012 yılında Peercoin tarafından uygulandı.
Staking’in evrimi
PoS mekanizması, kripto topluluğu tarafından hızla benimsendi. Staking, ortaya çıktığı günden bu yana aktif olarak gelişti ve birçok aşamadan geçti.
Birinci aşama – PoS Sistemlerinin tanıtımı (2014-2017): Birçok kripto projesi PoS veya hibrit PoW-PoS mekanizmalarını uygulamaya başladı. Blackcoin ve Nxt, bu alanda öncülerdendi. Bu dönemde staking, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından madenciliğe göre daha avantajlı görülüyordu.
İkinci aşama – DPoS (2014): BitShares blok zinciri platformu, token sahiplerinin sınırlı sayıda doğrulayıcıya oy verebildiği DPoS (yetkilendirilmiş hisse kanıtı) konseptini önerdi. Bu durum, ağ verimliliğini artırdı ve staking’i daha ölçeklenebilir hale getirdi.
Üçüncü aşama – SaaS (2018): Bazı kripto platformları, kullanıcıların bir doğrulama düğümü çalıştırmadan varlıklarını stake etmelerine olanak tanıyan SaaS (Hizmet olarak staking) sunmaya başladı. Bu basitleştirme, kullanıcı tabanını genişletti.
Dördüncü aşama – Ethereum Yükseltmesi (2020): 2020 yılında Ethereum, PoS mekanizmasıyla desteklenen Ethereum 2.0’a geçişe başladı. Bu yenilik, staking tarihinde önemli bir olaydı çünkü Ethereum en büyük blok zinciri ağlarından biri. Bu dönemde staking, güçlü bir büyüme kaydetti ve ‘staking patlaması’ olarak adlandırılan dönemi başlattı.
Beşinci aşama – İnovasyon (2024): Mevcut kripto para birimlerinin ve likidite protokollerinin yükselişi ile staking gelişmeye devam ediyor. Örneğin, KuCoin’de TRX staking getirisi yüzde 2,2’den başlarken, Binance’de yüzde 5’e ve Cryptomus’ta yüzde 20’ye ulaşabiliyor. Her platform kendine özgü koşullar sunduğundan, kullanıcılar kendileri için en uygun olanı seçme şansına sahip oluyor.
Staking’i basitleştiren ve kullanıcıların aynı platformda işlem yapmasını sağlayan yenilikler, fenomenin geleceğini önemli ölçüde etkiledi. Bugün, staking yapan kullanıcı sayısı milyonları bulmuş durumda. Her hevesli kripto yatırımcısı en azından staking kavramını duymuş olup, bu yöntemi kullanarak kripto paralarını artırmayı düşünebilir.
Blockchain teknolojisi geliştikçe, staking, DeFi (merkeziyetsiz finans) protokollerinin de ayrılmaz bir parçası haline geldi. Staking, ağları korumak ve yeni projeleri desteklemek için kullanılıyor. Özellikle staking, ağın sürdürülebilirliği ve güvenliğinin bir garantisi olduğundan, her geçen gün daha fazla kişi tarafından tercih ediliyor.