NASA’nın teleskop verilerinin müziğe nasıl dönüştüğünü merak ediyor musunuz?Evet, evrendeki yıldızlar ve gök cisimleri hiç bitmeyen bir uyum içindedir. Alçak ve derin sesler çıkarırlar, bazen de gök flütlerinin narin seslerini andıran tiz sesler üretirler.
Uzayda dolaşan uzay teleskopları genellikle verileri işitsel değil görsel formatta yakalar. Ancak bilim adamları ve sanatçılar bazen verileri sese dönüştürmek için sonifikasyon adı verilen bir işlem kullanıyor.
Müzisyenlerin NASA’nın uzay teleskopları tarafından üretilen sesleri kullanarak yaptığı ve besteci Sophie Katsner’ın bestelediği bir ses manzarasını seslendirdiği şey de buydu.
‘Paralel Çizgilerin Birleştiği Yer‘ başlıklı ses manzarası geleneksel müzik notalarına dayanmıyor. Chandra, Hubble ve Spitzer uzay teleskoplarından gelen ‘sesler’ kullanılarak yaratılıyor.
İlginizi Çekebilir: Hindistan,2040’a kadar ay görevini ve 2035’e kadar uzay istasyonunu hedefliyor
İşte uzay teleskoplarından gelen seslerin müziğe dönüşümü
Müzik topluluğu esasen bilimsel bilgiyi benzersiz bir işitsel deneyime dönüştürdü.
Haydi videoyu izleyelim o halde!
Sonifikasyon veriyi sese dönüştürmek gibidir. Bilim insanları ve sanatçılar duyabileceğiniz belirli bir sese ilişkin farklı veri değerleri veriyor. Bu, insanların bilgileri sadece görmek yerine “dinlemelerine” yardımcı oluyor.
Bu, bilimsel verileri sunmanın, farklı bir bakış açısı sağlamanın ve karmaşık bilgilerin yorumlanmasına yardımcı olmanın yaratıcı ve eğitici bir yolu olabilir. Ancak sanatçılar bunu melodiler yaratmak için kullanıyor.
Kastner şu ifadelerde bulundu. “Bu, büyük ölçüde gerçek gerçeklere dayanan kurgusal bir hikaye yazmaya benziyor. Uzaydan sese çevrilmiş verileri alıyoruz ve ona yeni ve insani bir dokunuş katıyoruz.”
NASA’nın Chandra X-ışını Merkezi’nde ‘Ses Evreni’ adı verilen sonifikasyon projesi 2020’de başladı. Teleskoplar tarafından yakalanan x-ışını ışığı ve radyo ışığı gibi dijital verilerin de müzik notalarına ve seslere dönüştürülmesini içeriyor.
Projede bilim insanları için belirtelim. Samanyolu galaksimizin merkezinde, devasa bir kara deliğe ev sahipliği yapan belirli bir noktadan elde edilen verilere odaklanıyor. NASA basın bülteninde, yaklaşık 400 ışık yılı genişliğe yayılan bu hedeflenen bölgenin, süper kütleli kara deliğin ve onu çevreleyen kozmik manzaranın davranışına ilişkin önemli bilgiler içerdiğini açıkladı.
NASA’nın üç uzay teleskobundan alınan ‘Paralel Çizgilerin Birleştiği Yer’ kompozisyonunda kullanılan veriler, her biri görüntüdeki belirli astronomik özelliklere odaklanan üç parçaya bölünmüştür: X-ışını ikilisi, kemerli filamentler ve süper kütleli kara delik.
Yaratma süreci, NASA Chandra’nın orijinal veri sonifikasyonu ile aynı prensipleri takip ediyor. Görüntünün farklı yönlerini müzikal unsurlara bağlayarak görsel verileri sese dönüştürüyor. Amaç için belirtelim. Samanyolu’nun merkezinin detaylarına karşılık gelen bir işitsel deneyim sağlamaktır.