Honda, Nissan ve Mitsubishi’nin tek bir varlık altında birleşme niyetleri duyurularak otomotiv dünyasında “durun bakalım, ne olacak?” sorusu gündeme gelmişti.
Birkaç gün sonra da, Nissan’ın en büyük hissedarı olan Renault Grubu, dünyanın üçüncü büyük otomotiv holdingi olma potansiyeli taşıyan bir oluşum önerisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Renault şu anda Nissan’da doğrudan yüzde 17 hisseye ve Fransız bir tröst aracılığıyla ek yüzde 18,7 hisseye sahip. Nissan’ın en büyük hissedarı olmasına rağmen, Renault’un Honda ile önerilen birleşmeye katılımından bahsedilmedi.
İlginizi Çekebilir: Chevrolet, en hızlı corvette’i tanıttı: Yeni ZR1
”Nissan’ın ana hissedarı olarak Renault Group, Grubun ve paydaşlarının en iyi çıkarlarına göre tüm seçenekleri değerlendirecektir”
Renault, çevrim içi olarak paylaşılan bir açıklamada belirtelim ki, tüm seçenekleri değerlendirdiğini ve hissedarları için en iyi olana öncelik vereceğini duyurdu.
“Renault Group, bugün Nissan ve Honda tarafından yapılan ve hala erken aşamada olan duyuruları kabul ediyor.
Nissan’ın ana hissedarı olarak Renault Group, Grubun ve paydaşlarının en iyi çıkarlarına göre tüm seçenekleri değerlendirecektir.
Renault Group, stratejisini uygulamaya ve ittifak içinde halihazırda başlatılan projeler de dahil olmak üzere Grup için değer yaratan projeleri hayata geçirmeye devam ediyor.”
Bu, Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakının geleceği hakkında bize pek bir şey söylemiyor. Ancak, eski Nissan ve Renault patronu Carlos Ghosn bu hafta başında Bloomberg ile görüşürken, Renault’un Nissan’daki hissesinin değerini maksimize etmeye çalışacağını belirtmişti.
Japon markasının hisse fiyatı bu yıl bir darbe aldı. Bu nedenle Renault’un Nissan’ın hisse fiyatına fayda sağlayabileceğine inanıyorsa anlaşmayı desteklemesi mantıklı olacak. Ghosn, Renault’un Nissan’daki hissesini “hiç şüphe duymadan” Honda’ya satmaya istekli olabileceğini belirtti.
Ghosn ayrıca olası birleşmenin nasıl gerçekleştiğine dair ilgi çekici bir bakış açısı sundu. Honda’nın başlangıçta Nissan ile birleşmeye istekli olmadığına ancak Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı (METI) tarafından karara zorlanmış olabileceğine inanıyor.
“Uzun yıllar Japonya’da yaşadığım için METI’nin ne kadar etkili olabileceğini anlıyorum. Bence bunun endüstriyel bir mantığı yok, ancak performans ile kontrol arasında seçim yapmanız gereken bir an var.
Açıkçası, her ikisine de sahip olabiliyorsanız, daha iyi. Ancak seçim yapmanız gereken anlar var ve şüphesiz, METI ve ondan bildiğim her şeyle, performanstan çok kontrolü tercih ediyorlar. Bu yüzden Honda’yı anlaşmaya zorladılar, şüphesiz.”