Verilere yakından bakış:
-
Bitcoin (BTC): Mayıs 2020’de borsalarda dolaşımda olan BTC oranı yaklaşık %17.1 seviyesindeyken, bu oran Mayıs 2025 itibarıyla %7.1’e kadar düştü.
-
Ethereum (ETH): ETH’nin borsalardaki arzı da benzer bir eğilim sergileyerek, %20.8’den %4.8’e kadar geriledi.
Her iki varlık için de bu düşüş, yatırımcıların merkezi borsalardan uzaklaştığını ve varlıklarını alternatif yöntemlerle saklamaya yöneldiğini gösteriyor.

Bu değişimin olası nedenleri:
1. Merkeziyetsizleşmeye yöneliş: Kullanıcılar, varlıklarını artık merkezi borsalar yerine soğuk cüzdanlarda veya merkeziyetsiz finans (DeFi) platformlarında saklamayı tercih ediyor. Bu durum, Web3 altyapısına olan ilgiyi ve benimsenmeyi artırıyor.
2. Güven krizi ve FTX etkisi: 2022 yılında yaşanan FTX borsasının çöküşü, yatırımcıların güvenini sarstı. Bu tür olaylar, “Anahtar senin değilse coin de senin değildir” anlayışını yaygınlaştırdı.
3. Azalan likidite, artan fiyat baskısı: Borsalardaki arzın azalması, piyasadaki işlem görebilecek BTC ve ETH miktarını düşürüyor. Talebin artması durumunda bu durum fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir.
4. Uzun vadeli yatırım (HODL) davranışı: Yatırımcılar kripto varlıklarını aktif ticaretten ziyade uzun vadeli yatırım aracı olarak görüyor. Soğuk cüzdanlarda saklanan varlıklar, genellikle düşük frekansta hareket ediyor.
Beklentiler ve olası sonuçlar:
-
Fiyat pozitifliği: Talebin sabit kalması ya da artması durumunda, daralan arz nedeniyle BTC ve ETH fiyatlarında yükseliş olasılığı güçleniyor.
-
Web3 ve DeFi büyümesi: Merkeziyetsiz çözümlere yönelik artan talep, DEX’ler ve DeFi projelerinin daha hızlı büyümesini destekliyor.
-
Artan saklama bilinci: Kripto kullanıcıları, varlıklarını kendi kontrolleri altında tutmanın önemini daha iyi kavrıyor.
Kripto yatırımcılarının davranışlarındaki bu büyük değişim, sadece fiyatları değil aynı zamanda tüm ekosistemi etkiliyor.
Merkezi borsaların rolü giderek azalırken, kullanıcılar daha fazla güvenlik, gizlilik ve kontrol talep ediyor. Bu eğilim, kripto dünyasında merkeziyetsiz çözümlerin önümüzdeki yıllarda daha da güçleneceğini işaret ediyor.