Zorlu Holding bünyesindeki şirketin son aylarda yürüttüğü “verimlilik odaklı yeniden yapılanma” süreci, binlerce işçinin iş güvencesini tehdit eder hale geldi.
Vestel CEO’su Ömer Yüngül, yaptığı açıklamalarda işten çıkarmaları doğrulayarak, bu kararın “verimlilik” gerekçesiyle alındığını ifade etti. Ancak bu açıklama, içeride yaşananları anlatan işçilerin ifadeleriyle çelişiyor. İşçilerin aktardığına göre, söz konusu yeniden yapılanma süreci sadece verimlilikten ibaret değil; aynı zamanda yoğun baskı, belirsizlik ve güvencesizlik anlamına geliyor.
Patronların Ensesindeyiz (PE) Vestel İşçileri Dayanışma Ağı üzerinden seslerini duyuran birçok çalışan, şirketin ekonomik zorlukları işçiler üzerinden dengelemeye çalıştığını ifade ediyor. Zorlu Holding’in geçmiş dönemlerde yüksek kârlar elde etmesine rağmen bu kazancın işçilerle paylaşılmadığı, ancak kriz döneminde faturanın çalışanlara kesildiği vurgulanıyor.
İşten çıkarılan bir Vestel çalışanı, çalışma şartlarının zorluğunu şu sözlerle anlattı:
“Yemek molası 30 dakika ama sıraya girdiğimizde yarısı zaten bitiyor. Neredeyse hiç dinlenemeden iş başı yapıyoruz. Tuvalete gitmek bile sorun oluyor.”
Bir diğer işçi ise hâlâ çalışıyor olmanın bile iç rahatlatmadığını belirtiyor:
“Şu an herkes diken üstünde. Kimin ne zaman çıkarılacağı belli değil. Kalabilene sevinemiyorsun çünkü arkadaşın işsiz kaldığı için üzülüyorsun. Herkesin borcu var, çıkan gözyaşlarıyla ayrılıyor.”
25 yıldır şirkette çalışan başka bir işçi, yaşananları “kurban pazarı” olarak nitelendiriyor.
“Herkes kesileceğini biliyor ama zamanını bilmiyor. Bu kadar büyük bir şirketin bu şekilde yönetilmesi kabul edilemez. Sendika var ama yanımızda hissedemiyoruz.”
Bu ifadeler, sadece bireysel travmaların değil; aynı zamanda kurumsal güven eksikliğinin de bir göstergesi. Çalışanlar, artık işyerindeki mevcut düzenin sürdürülemez olduğuna inanıyor.
Vestel işçilerinin dikkat çektiği bir diğer önemli konu ise sendikanın etkisizliği. İşçiler, sendikanın işten çıkarmalara karşı yeterince ses çıkarmadığını ve yanlarında hissedilmediğini belirtiyor. Bu durum, çalışanların kendilerini savunmasız hissetmesine neden oluyor. Oysa iş kanunlarına göre sendikaların asli görevlerinden biri, üyelerinin iş güvencesini ve çalışma koşullarını korumaktır. Şirket yönetiminin açıklamalarında öne çıkan “verimlilik” vurgusu, işçilerin gözünden sadece bir mazeret olarak görülüyor. Onlar için mesele, evlerine götürecekleri ekmek, çocuklarının okul masrafları ve borçlarını ödeyebilmek. Bu süreçte yüzlerce çalışanın emeği, bir anda iş güvencesi olmadan sokağa bırakılıyor.
🔗 Kaynak: Sol Haber – Vestel İşten Çıkarmaları Haberi