Suriye’de Esed rejiminin devrilmesiyle birlikte, ülke tarihi bir dönüşüm sürecine girdi. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara önderliğinde kurulan geçici hükümet, yalnızca askeri değil, toplumsal ve diplomatik boyutlarıyla da bir yeniden doğuş yaşıyor. Bu başarı öyküsünün perde arkasında dikkat çeken bir aktör var: Türkiye.
Yaklaşık 13 yıldır rejime karşı faaliyet gösteren devrimci silahlı gruplar, Suriye Savunma Bakanlığı çatısı altında birleşti. Bu birleşme, potansiyel ikinci bir iç savaşın önüne geçti. Özellikle Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), birleşme sürecinde belirleyici rol üstlendi. Türkiye’nin istikrarlı tutumu, farklı grupların Ahmed Şara liderliğini kabul etmesini sağladı. Kurulan yeni ordunun yapısında SMO’nun etkinliği açıkça görülüyor.
Rejimin baskı döneminde derinleşen toplumsal bölünmeler ve potansiyel intikam senaryoları, geçiş sürecinde büyük endişe kaynağıydı. Ancak Şara hükümeti, bu kırılgan dönemi büyük oranda hasarsız atlattı. Özellikle Lazkiye-Tartus hattında eski rejim kalıntılarının kışkırttığı ayaklanma girişimi, profesyonelce bastırıldı. Bu süreçte Türkiye, istihbari ve diplomatik desteğiyle kritik rol oynadı. İran’ın ayaklanmalardaki parmağına dair güçlü emareler ve İsrail kaynaklı propaganda kampanyaları, Türkiye’nin bölgedeki rolünü daha da anlamlı kılıyor.
Esed rejimi döneminde Kuzey Kore’den bile fazla yaptırıma uğrayan Suriye, yeni yönetimle birlikte diplomatik açılımlar yaşadı. ABD ve AB yaptırımlarının kaldırılmasında Türkiye’nin yoğun diplomatik girişimleri belirleyici oldu. ABD Başkanı Donald Trump bile bu katkıyı kamuoyuna açıkça ifade etti. Suudi Arabistan’ın yeni hükümeti desteklemesi ise Türkiye’nin ikna diplomasisinin bir başka başarısıydı.
Suriye için yeni sınama, Fırat’ın doğusundaki SDG/YPG varlığı. Ahmed Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma yavaş ilerlerken, süreci sabote eden Kandil bağlantılı unsurlar dikkat çekiyor. Türkiye’nin kuzeyden uyguladığı askeri baskı, PKK’nın fesih süreci ve ABD’nin Ankara ile koordineli çekilme hamleleri, bu tehdide karşı sürdürülen stratejik adımlar olarak öne çıkıyor.
Suriye’nin istikrara kavuşması yalnızca bölge için değil, Türkiye için de olumlu sonuçlar doğuruyor. Mülteci meselesinden güvenliğe, ekonomik iş birliklerinden kültürel bağlara kadar birçok alanda Türkiye ile Suriye arasında yeni bir dönemin kapıları aralanıyor. Türkiye’de yaşayan Suriyeliler de bu süreçte iki ülke arasında doğal bir köprü işlevi görecek.
Kaynak: Ömer Özkızılcık – Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi, AA Analiz