Türkiye’de emeklilik sistemi yıllar içinde birçok değişim yaşadı. Ancak bu değişiklikler, bazı sigortalılar için büyük adaletsizlikler doğurdu. Özellikle 1999 sonrası işe başlayanlar, 1 gün farkla emeklilikte ciddi hak kayıpları yaşadılar. Bu durum, “kademeli emeklilik” taleplerini gündemin ilk sıralarına taşıdı.
9 Eylül 1999 sonrası sigorta girişi olan kişiler, emeklilik yaş ve prim şartlarında ağırlaştırılmış kurallarla karşılaştı. Bu kişilerle, yalnızca bir gün önce sigortalı olanlar arasında ciddi farklar doğdu. Örneğin; 8 Eylül 1999’da sigortalı olan biri 48 yaşında emekli olabilirken, 9 Eylül’de sigortalı olan biri 58 yaşında emekli olmak zorunda kaldı.
Kademeli emeklilik, bu eşitsizliğin giderilmesini ve emeklilik şartlarının daha adil bir şekilde düzenlenmesini amaçlayan yeni bir model olarak öne çıkıyor.
SGK Başuzmanı İsa Karakaş’ın açıklamaları, beklentileri yeniden canlandırdı. Karakaş, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Kademeli emeklilik eninde sonunda mutlaka çıkacaktır. Bu sorun kesinlikle çözüme kavuşacak. Ben net bir tarih de veriyorum: 2027 seçimlerinden önce bu düzenleme yapılacak.” — İsa Karakaş, SGK Başuzmanı
Bu açıklama, özellikle 1999–2008 arasında sigortalı olan milyonlarca vatandaş için umut kaynağı oldu. Karakaş, EYT gibi başlangıçta “imkânsız” denilen düzenlemenin halkın talebiyle nasıl gerçekleştiğini örnek göstererek, benzer bir sürecin kademeli emeklilikte de yaşanacağını belirtti.
İsa Karakaş ayrıca kademeli emekliliğin, kapsam olarak EYT kadar geniş olmayacağını, bu nedenle de SGK üzerinde aşırı bir yük oluşturmayacağını vurguladı:
“EYT çok daha kapsayıcı bir yasal düzenlemeydi. Kademeli emeklilikte bu istenmiyor. Daha dar bir çerçevede insanlara kademeli olarak emeklilik hakkı verilmesi isteniyor.”
Kademeli emeklilik bekleyenlerin en büyük isteği, emeklilik yaş ve prim farklarının makul seviyelere çekilmesi. Bu düzenleme sayesinde 1 gün farkla emeklilik hakkını kaybeden milyonlarca kişi, haklarını kısmen de olsa geri kazanmayı umut ediyor.
Uzmanlara göre, 2027 seçimleri yaklaşırken hükümetin bu düzenlemeyi siyasi bir koz olarak kullanması olası. Muhalefetin bu alandaki söylemleri güçlendiğinde, iktidarın da yasal adım atması bekleniyor.