Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, National Security Journal’da kaleme aldığı çarpıcı yazısında İsrail-İran savaşının, Türkiye-İsrail çatışmasının provası olabileceğini iddia etti. Rubin’in açıklamaları, hem içeriği hem de taşıdığı olası güvenlik tehditleri nedeniyle uluslararası diplomasi çevrelerinde de dikkatle izleniyor.
Yazının en çarpıcı kısmıysa Rubin’in şu cümleleri oldu:
“Bugün Tel Aviv ve Tahran’ı vuran roketlerin, yarın İstanbul ve Ankara’ya yönelip yönelmeyeceği artık ciddi bir sorudur.”
Bu ifade, yalnızca bir analiz değil, aynı zamanda kamuoyuna doğrudan bir güvenlik uyarısı gibi yansıdı. Türkiye’de çok sayıda uzman, bu açıklamaları “spekülatif” ve “tehlikeli provokasyon” olarak nitelendirdi.
Yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert eleştirilerde bulunan Rubin, Türkiye’nin İran rejimine benzer bir yola girdiğini ve bu sürecin bölgede yeni çatışmalara zemin hazırlayabileceğini ileri sürdü. Türkiye’nin Hamas ve Hizbullah’a destek verdiğini öne süren Rubin, Erdoğan yönetiminin bu örgütlere lojistik ve finansal kolaylık sağladığını iddia etti. Bu açıklamalar, özellikle Hamas ve Hizbullah’ın İran’a olan bağlılıkları üzerinden Türkiye’yi hedef alması bakımından dikkat çekici bulunuyor.
Rubin’in yazısında en çarpıcı bölümlerden biri ise Türkiye’nin büyük şehirlerinin doğrudan tehdit altına alınabileceği yönündeki ifadesi oldu. “Bugün Tel Aviv’i ve Tahran’ı vuran roketlerin, yarın İstanbul ve Ankara’ya yönelmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir” diyen Rubin, Türkiye’nin NATO üyeliğinin olası bir çatışma senaryosunda caydırıcılık sağlayamayabileceğini de ileri sürdü.
Rubin, Türkiye’nin NATO’daki konumunun karmaşık bir yapıya dönüştüğünü belirterek, olası bir İsrail-Türkiye çatışmasında NATO’nun 5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirsiz olduğunu söyledi. Bu bağlamda, ABD’nin NATO içinde Türkiye’ye karşı bir veto uygulama seçeneğini masada tutabileceğini belirtti.
Rubin’in bu açıklamaları Türkiye’de uzman çevrelerce tepkiyle karşılandı. Uluslararası ilişkiler uzmanları, böylesine spekülatif ve provokatif ifadelerin, bölgedeki çatışma dinamiklerini daha da karmaşıklaştırabileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca, Türkiye’nin teröre destek verdiği yönündeki iddiaların mesnetsiz olduğu ve siyasi çıkarlar doğrultusunda dile getirildiği ifade ediliyor.
Rubin, yazısında Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne de değinerek, bu tesisin “gizli nükleer program” için kullanılabileceği imasında bulundu. Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise daha önce bu tür iddiaları defalarca yalanlayarak, santralin tamamen şeffaf ve uluslararası denetime açık bir proje olduğunu vurgulamıştı.
Kaynak: https://www.haber7.com/dunya/haber/3392116
